Geçenlerde Ekşi Sözlük'te "23 Nisan aynı zamanda LGBT çocukların da bayramıdır" diye bir başlık altında tartışmalar dönmüştü. Çocukların cinselliği olmazmış, çocuklar ergenliğe girene kadar cinsellik nedir bilmezlermiş, çocuklara çocuk yaşta LGBT bilmemne demek abesmiş, kötü niyetmiş vs.
Bu tartışmaya kanıt olarak sunulabilecek pek çok şey var elbette ama ben kendi hikayemi yazayım.
Sanırım cinselliğime dair hatırlayabildiğim ilk anım 3-4 yaş civarındayken olan birşeydi, kendimce çekici bulduğum bir amcanın kucağına oturup kafamı göğsüne yasladığımda farklı bir zevk alıyordum. Sadece bu hissi hatırlıyorum, o amca ve çevredekilerin birşey anlamalarına olanak yoktu, gerçi benim de birşeyden anladığım yoktu. Sadece bu kadar ama kesin ve net bir anı bu.
Geçenlerde annemlerle konuşurken konu, ben küçükken yazları gittiğimiz şehirde, bize her sabah güğüm ile köyden süt getiren genç adamdan açıldı. Ben "aa evet, uzun boylu sarışın bir adamdı" dedim, annem hayretler içerisinde kaldı. "İyi de sen o zamanlar çok küçüktün, anaokuluna bile başlamamıştın" dedi. Ben de "Hayret" dermiş gibi bir surat ifadesi yaptım, ama anneme o adamın benim çocukluk heveslerimden biri olduğunu söylemek isterdim valla. Yüzünü pek hatırlayamadığım ama çok güzel sarı saçları olduğunu hatırladığım bu genç adamı görmek için her sabah kapı çaldığında koştura koştura gidip kapıyı açıp, bizimkiler gelene kadar adam ile bakıştığımı hatırlıyorum, yaş yine 3-4 falan olmalı.
Bir başka anı ise yine bir sarışın çocuk ile ilgili. O da zevkle izlediğim, çocukluğumun en harika çizgi filmi "Clementine"den. Giriş jeneriğinde kısa da olsa, üstü çıplak sarışın, güzel suratlı bir erkek çocuğu vardı ve bu elemanı izlerken de farklı bir his hissetiğimi hatırlıyorum.
Daha belirgin, biraz da anlatırken utanabileceğim bir anım da İlkokul 1. sınıftan. O dönemlerde sevdiğim bir arkadaşım, sınıfa He-Man oyuncağını getirmişti. He-Man bildiğiniz üzere kaslı, sarışın ve genelde yarı çıplak dolaşan bir abimizdi. Oyuncak da haliyle bu şekildeydi ve ben oyuncağı gördüğüm anda bitmiştim. Israrlarım sonucu oyuncağını bana haftasonu için vermişti. Eve geldiğimde bu oyuncağı alıp oynamıştım bir süre, ne yaptığımı tam net hatırlamıyorum. Net hatırladığım şey şuydu ki, akşam olunca oyuncağa bir kutu içerisinde yatak yapıp yanıbaşımda uyuttuğumdu. O oyuncaktan hiç ayrılmak istememiştim, dolayısıyla okula da bir daha getirmemiş, arkadaşım oyuncağını sorduğunda, yarın getiririm deyip deyip ektiğimi biliyorum. Aradan bir hafta kadar geçtikten sonra arkadaşımın annesi bir akşam benim annemi arayıp oyuncağı istemiş, annem de bana oyuncağın akıbetini sorduğunda, "aa ben unutmuşum onu" deyip oyuncağı mahcup şekilde okula götürmüştüm.
Aklıma gelen, anımsayabildiğim anılarım bunlar. Naif, çocukca şeyler bunlar elbette, ama o yaştaki çocukların da cinsellikten arınmış olmadıklarına güzel örnekler. Eminim eşcinsel olsun olmasın herkesin böyle anıları vardır. Çocukken sarışınlardan hoşlanırmışım gibi göründü, sonra da öyle bir takıntım olmadı gerçi. Ama yine de az bulunduklarından sarışınlar daha ilgi çekici oluyor hepimiz için herhalde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder